Dostoyevski, insanın iç çatışkılarının, tinsel hesaplaşmanın romancısıdır. Delikanlı’da ise kültür ve ideolojinin tindeki etkileriyle hesaplaşıp çağdaş insan olabilmenin kavgasını veriyor. İnsanlar belli bir kültür ve ideolojinin içine doğarlar, onunla koşullanırlar, ama böylece kurulan benlik, ilerleme alanında bir kuşatılmışlıktır. Oysa insan hep ilerlemek istiyor. İlerlemek, yükselmek, güçlenmek her insanın doğal ufku. Bu ufukta özgürleşebilmek için kuşatılmışlığı kırmak gerek. İnsan erginliğin eşiğinde bu iç hesaplaşmayı yapmak zorunda. Bu bakımdan Delikanlı, her ulustan delikanlıların kimlik oluşturmasının kılavuzu.
Fyodor Mihayleviç Dostoyevski 30 Ekim 1821′de doğdu. Orta sınıfa mensup bir ailenin çocuğuydu ve mutsuz bir çocukluk dönemi geçirdi; genç yaşta edebiyata yöneldi. “Delikanlı”, Dostoyevski’nin bütün büyük romanları gibi bir özgürlük savaşının öyküsüdür. Özgürlüğü parayla satın alma arzusundaki başkahraman Dolgurukiy, hayata biraz da ironiyle bakan, gittiği her yerde babasının olmadığını söyleyen biridir. Yaşadıkları onu yıldırmayacak, gün gelecek kölelik yaftasından yavaş yavaş sıyrılacak, Dostoyevski’nin “Delikanlı”sı olarak çıkacaktır karşımıza